HABERLER & YAYINLAR
17.11.2022
ÜLKE RİSKLERİ VE EKONOMİL ÇALIŞMALAR

LİTYUM: BÜYÜK ÖLÇEKLİ ENDÜSTRİYEL FIRSATLARA KARŞIN ORTA VADEDE SINIRLI ARZ

LİTYUM: BÜYÜK ÖLÇEKLİ ENDÜSTRİYEL FIRSATLARA KARŞIN ORTA VADEDE SINIRLI ARZ

Belirli ülkelerde yoğunlaşan kaynak ve üretim zinciri

Dünya kaynaklarının %58'i Arjantin, Bolivya ve Şili'dedir; diğer baz metaller ile karşılaştırıldığında belirli ülkelerde yoğunlaşma çok daha fazladır. Karşılaştırmalı olarak göstermek gerekirse Dünya'da tespit edilmiş bakır rezervlerinin %75'i 13 ülkede bulunmaktadır. Aynı şekilde lityum üretimi de küresel olarak belirli ülkelerde yoğunlaşmıştır; 2021'de küresel üretimin %90'ı Avustralya, Şili ve Çin üçlüsüne aittir. Değer zincirinde yoğunlaşma ise özellikle aşağı yönde daha yüksektir: 2021 yılında Çin, dünyadaki lityumun %60'ını rafine ederek küresel olarak pil hücresi üretiminin %77'sini ve pil bileşenleri üretiminin ise %60'ını tek başına gerçekleştirmiştir.
Şimdi ise temel zorluk, bir ülkenin, hem endüstrideki egemenliğini korumaya devam etmesi hem de şirketlere teknolojik açıdan güçlü bir karşılaştırmalı üstünlük sunmak için yüksek katma değerli becerileri kazanarak bunları muhafaza etmeye devam etmesindedir.
 Avrupa Otomotiv ve Endüstriyel Pil Üreticileri Birliği, Avrupa'nın tahminleri pil pazarının 2030 yılında 35 milyar Euro'ya ulaşacağı ve bu rakamın yaklaşık yarısını da lityum iyonun oluşturacağı yönündedir. Avrupa 2030 yılına kadar kendi pil üretimi ihtiyacını karşılamaya yetecek düzeye ulaşmayı planlamaktadır ancak bunun için yalnızca ulusal madencilik projelerine güvenerek yapması mümkün olmayacaktır, Avustralya ise orta vadede bunu avantaj sağlayacağı bir koz olarak görünmektedir.

Belirsizlikler

Özellikle hammadde ve metallerdeki yüksek oynaklık, lityum fiyatlarındaki eğilimi etkileyebilir. Bu oynaklık diğer sebeplerin yanı sıra Çin emlak sektöründe yaşanan zorluklarla bağlantılı olarak talepteki belirsizlik ile açıklanabilir. Bu olumsuzluklar, lityumun fiyat oynaklığını etkileyecektir.
Bunun yanı sıra madencilik şirketlerinin de, hacimden ziyade değere dayalı stratejilere geri döndüğü görülmektedir. 2022'nin ilk yarısında fiyat artışlarına bağlı olarak yaşanan karlılık artışından sonra metal fiyatlarının düşmesi ve enerji maliyetlerinin artması nedeniyle madencilik şirketleri yatırımlarını kısmaya başlamıştır. Sonuç olarak, lityum şirketleri, 2023'te yaşanacak küresel durgunluk çerçevesinde yatırımlarını sınırlarken karlılıklarını, fiyat seviyeleri ile korumalıdır. Yeni lityum kaynaklarının keşfedilmesi üç ila beş yıl arasında bir süre alacaktır, buna cevher işlemesinin kurulması için geçecek iki-üç yılı da eklersek, orta vadede arz hacimlerinin etkilenmemesi kaçınılmaz olacaktır.Çin'in pil endüstrisine vereceği herhangi bir destek de üretim hacimleri üzerindeki baskıyı arttırarak, lityum fiyatlarını yükseltebilir. Çin ekonomisiyle ilgili karamsar görüşlere rağmen, ülkenin, lityum iyon pil segmentinde, mukayeseli üstünlüğünü korumak konusunda kararlı adımlar atmaya devam edeceği şüphesizdir. Çin'in, lityum iyon pil sektörünü desteklemek için finansal kaldıracı devreye sokması talebin de doğal olarak artmasına yol açacaktır.
Son olarak Avrupa'da lityum sektörünün geleceği hakkında büyük bir belirsizlik olduğu belirtilmelidir. İçten yanmalı motorlarla çalışan araçların satışına ilişkin getirilen 2035 yasağı, maden projeleri ve devasa fabrikalar gibi olgunlaşmamış yeniden sanayileşme programlarına dayanmaktadır. Avrupa'daki madencilik projelerine sert itirazlar gelebilir, bu da otomobil üreticileri üzerindeki baskıyı ve lityum ve pil üreten ülkelere bağımlılıklarını artırır. Sonuç olarak orta vadede, madenler ve pil üreticileri arasındaki tedarik zincirinin, lojistik de dahil olmak üzere, krizlere karşı savunmasızlığı artacaktır.

Bu basın bültenini indir : LİTYUM: BÜYÜK ÖLÇEKLİ ENDÜSTRİYEL FIRSATLARA KARŞIN ORTA VADE... (384,27 kB)

İLETİŞİM


Verda YAKAR

TEL: +90 (216) 251 99 10
verda.yakar@coface.com 

Üst