HABERLER & YAYINLAR
31.05.2014
ÜLKE RİSKLERİ VE EKONOMİL ÇALIŞMALAR

TÜRKİYE EKONOMİSİ: YAVAŞLAMA VE YENİDEN DENGELEME

TÜRKİYE EKONOMİSİ: YAVAŞLAMA VE YENİDEN DENGELEME
  • Yavaşlayan büyümeye paralel olarak dış açığın 2014 yılında daralması bekleniyor 
  • Lira’nın değer kaybetmesi ve yüksek gıda fiyatları sebebiyle enflasyonun Merkez Bankası’nın yılsonu hedefinin üzerinde gerçekleşmesi bekleniyor
  • Önümüzdeki dönemde siyasi riskler takip edilecek

Türkiye ekonomisi 2013 yılında canlı iç talebin desteği ile yüzde 4’lük güçlü bir büyüme kaydetti. Tüketim ve yatırım harcamaları yıllık büyümeye sırasıyla 3,7 ve 1,1 puanlık katkıda bulundu. Güçlü iç talebin ithalatı arttırması sebebiyle, net ihracat büyüme oranını 2,3 puan aşağıya çekti. Yüksek gıda fiyatları, güçlü iç talep ve 2013 sonunda Lira’nın keskin bir şekilde değer kaybetme-si, enflasyonun yüzde 5’lik Merkez Bankası hedefini aşarak yüzde 7,4 olarak gerçekleşmesine yol açtı.

 

Yükselen faiz oranları ve aşırı kredi büyümesini dizginlemeye yönelik kısıtlamalar sebebiyle iç talebin yavaşlaması ile birlikte, 2014 yılında Türkiye’nin büyüme performansının zayıflaması bek-leniyor. Önümüzdeki dönemde ekonomik yavaşlamaya paralel olarak işsizlik oranının yükselmesi bekleniyor. Aralık-Ocak döneminde Lira’nın keskin bir şekilde değer kaybetmesi ve borçlanma maliyetlerindeki artış, artan üretim maliyetleri ve daralan kâr marjı yoluyla özel sektör üzerinde riskler oluşturuyor.

 

Öte yandan, Türkiye bir yıl içerisinde iki seçim geçirecektir. Seçimler öncesinde gerilimin tekrar yükselmesi halinde, yatırımcılar ülkeden çıkabilir ve bu da döviz piyasalarında bir dalgalanmaya yol açabilir. Böyle bir durum zaten rekor derecede yüksek bir düzeyde olan şirketler için dış borç stoku üzerinde olumsuz bir etki yaratabilir. 

 

Coface, tüm bu faktörleri göz önünde bulundurarak, Türkiye’nin şirketler nezdinde ticari risklerin ölçüldüğü ve hâlihazırda A4 olan ülke değerlendirmesi notunu negatif izlemeye almıştır.

 

Coface MENA Bölgesi Ekonomisti Seltem İYİGÜN konu ile ilgili olarak şunları kaydetti: “Bu koşul-lar altında, daha çok iç talebin sürüklediği sektörlerin riski daha yüksek olacaktır. Dışarıya yönelik sektörler ise, Türkiye’nin ana ticaret ortağı olan Avrupa’daki toparlanmadan ve zayıflayan Li-ra’dan yararlanarak daha avantajlı bir konum elde edecektir.” 

 

Bu panorama, Türkiye’deki kilit sektörler olan otomotiv, tekstil ve inşaat sektörleri (özellikle konut sektörü) üzerinde odaklanmaktadır.

 

İnşaat sektörü: İlk çeyrek verileri sağlam ancak konut talebi yavaşlıyor 

İç talepteki yavaşlamanın ve faiz oranlarındaki artışın inşaat sektörünü olumsuz etkilemesi bekle-niyor. 2014 yılının ilk çeyreğinde konut satışları 2013 yılının aynı dönemine göre yüzde 6 düş-mekle birlikte beklenenden daha güçlü oldu. Bununla birlikte, söz konusu dönemde ipotekli konut finansmanı ile finanse edilen konutların payı yüzde 30 düştü. Önümüzdeki dönemde faiz oran-larındaki yükselme satışları olumsuz etkileyebilir. Bu da çimento, metal, çelik ve beyaz eşya gibi inşaat sektörü ile yakından ilişkili sektörler üzerinde olumsuz etkiye yol açabilir. 

 

Tekstil ve hazır giyim sektörü: Yerel kur zayıflığının avantajı ve Avrupalı müşterilerin geri dönüşü 

Lira’nın değer kaybetmesi, ürünleri rakiplere göre daha rekabetçi olacağından dolayı tekstil ve hazır giyim sektörleri için bir avantaj oluşturuyor. Bu sektörler zaten ana müşterileri olan Avrupa ülkelerine yakınlık, güçlü bir bilgi birikimi ve büyük makine parkı gibi avantajlara sahip. İlk veriler Avrupa’daki toparlanmanın Türkiye’nin bölgeye yaptığı tekstil ve hazır giyim ihracatını destekledi-ğini gösteriyor. Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa Birliği’nin bir ticaret ve yatırım ortaklığı an-laşması imzalamayı düşündüğü göz önüne alındığında, Doğu Avrupa’ya yatırım yapmak, hem ABD’ye ihracat yapma hem de gümrük vergilerinden muaf tutulma olanağı sağlayacağından do-layı Türk üreticiler için anlamlı bir strateji olacaktır. 2014 yılında, ihracat iç talepteki yavaşlamayı telafi edecektir. Bu sektörler için temel risk döviz kurlarındaki ve hammadde fiyatlarındaki oy-naklıktır. Markalaşma ile araştırma ve geliştirme çabaları, orta ve uzun vadede bu sektörlerdeki ilerleme için kilit unsurları olarak düşünülebilir. 

 

Otomotiv sektörü: İç satışlarda düşüş, ihracat üzerinde odaklanma 
Tüketici kredilerindeki kısıtlamalar, vergi oranlarındaki artışlar ve Lira’nın değer kaybetmesi oto-motiv sektörünün iç satışlarını olumsuz etkileyecektir. Ocak-Nisan 2014 döneminde hafif ticari araç ve binek otomobil satışları 2013 yılının aynı dönemine göre yüzde 25,5 düştü. Bununla bir-likte, Avrupa pazarlarındaki toparlanmanın ve Lira’nın değer kaybetmesinin yurt dışı satışlarını desteklemesi beklenmektedir. Ocak-Nisan 2014 döneminde otomotiv sektörünün ihracatı bir ön-ceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4’lük bir artış gösterdi. Vergi yükünün hafifletilmesi sektörün iç pazardaki güçlü potansiyelden daha iyi yararlanmasını sağlayacaktır; bu aynı zamanda ihracat performansının yükseltilmesinde de önemli bir faktör olacaktır.  

Bu basın bültenini indir : TÜRKİYE EKONOMİSİ: YAVAŞLAMA VE YENİDEN DENGELEME (116,22 kB)

İLETİŞİM


Verda YAKAR

TEL: +90 (216) 251 99 10
verda.yakar@coface.com 

Üst