Türkiye ekonomisinde dezenflasyon süreci yavaş ama istikrarlı biçimde ilerliyor. Ekim ayı enflasyonu beklentilerle uyumlu gelirken, gıda fiyatlarındaki artış ve hizmet sektöründeki yüksek fiyatlar dikkat çekiyor. 2026’ya yaklaşırken özel sektörün önünde ise krediye erişim güçlüğü, yüksek faiz ortamı ve dış talep zayıflığı gibi temel riskler bulunuyor.nedeniyle faaliyetlerine son verdiğini gösteriyor. İşte tam bu noktada Coface’ın Ticari Alacak Sigortası ve Tahsilat Hizmetleri, işletmelerin finansal sağlığını korumak ve riskleri profesyonelce yönetmek için güvenilir bir çözüm ortağı olarak devreye giriyor.
Ekim Enflasyonu Beklentilerle Uyumlu, Dezenflasyon Süreci Devam Ediyor
Ekim ayında küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin azalacağı beklentisiyle yurt dışı piyasalarda olumlu bir hava hakim olurken, yurt içinde beklentilerden yüksek gelen Eylül enflasyon verisinin ardından kritik öneme sahip Ekim ayı enflasyonu %2,55 artarak beklentiler dâhilinde kaldı.
Ancak para politikası etki alanı dışındaki gıda fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerindeki kısmi bozulma, Merkez Bankası’nı temkinli bir duruşa itiyor. Gıda fiyatlarındaki yükseliş, hizmetler grubundaki lokanta ve oteller alt grubunda fiyatların gerilemesini yavaşlatırken, kira grubunda da aylık enflasyon %3–3,5 bandında seyrediyor.
Bu tablo, Merkez Bankası’nın son sunumlarında yer verdiği “dezenflasyon sürecinin yavaşladığı” yönündeki değerlendirmeleri destekler nitelikte. Ancak olumlu gelişmeler de mevcut.
Aylık Artışlar Yavaşlıyor
2024 yılı boyunca aylık kira artışlarının ortalama %6 civarında seyrettiği dikkate alındığında, Ekim ayında kademeli bir düşüş eğilimi gözleniyor. Ayrıca mevsimsellik etkisi de bu dönemde önemli rol oynadı.
Giyim ve ayakkabı grubundaki %12,7’lik aylık artış, genel enflasyon oranını yukarı taşıdı.
Mevsimsellikten arındırıldığında ise aylık enflasyon %1,81’e geriledi (Eylül 2025: %3,13).
Kurun istikrarlı seyri ve küresel enerji fiyatlarının düşük düzeyde kalması, önümüzdeki dönemde trend enflasyondaki düşüşü destekleyen unsurlar olarak öne çıkıyor.
Talep Koşulları Dezenflasyonu Destekliyor
Merkez Bankası, mevcut dönemde talep koşullarının dezenflasyonu destekleyici yönde olduğunu ifade ediyor.
Yani talep tarafında enflasyonu artıracak yeni bir baskı unsuru şu anda bulunmuyor.
Bu koşullar altında, 2025 sonu enflasyon beklentimizi %31,6’ya yükselttik. 2026 sonunda ise piyasa beklentisi enflasyonun %20–22 bandına gerçekleşeceğini öngörüyor. Enflasyondaki bu kademeli yavaşlama, politika faizindeki düşüşün daha kademeli olmasını beraberinde getirebilir. Piyasa katılımcıları Merkez Bankası politika faizinin 2025 sonunda %38, 2026 sonunda %26 civarında gerçeklemesini bekliyorlar.
2026’da Özel Sektör İçin Temel Riskler
Mevcut aylık kredi büyüme sınırları (TL cinsi ticari kredilerde KOBİ’ler için %2,5, diğer ticari kredilerde %1,5, yabancı para kredilerde %0,5) dikkate alındığında, özel sektör için 2026 yılında da en önemli riskin krediye erişim, finansman maliyetleri ve zayıf talep olacağı değerlendiriliyor.
Yüksek faiz ortamı, özellikle iç pazara dönük firmalar için krediye erişimi ve yatırım iştahını sınırlamaya devam edebilir.
Buna ek olarak, Avrupa ekonomisindeki yavaşlama, ihracat odaklı sanayi şirketleri açısından dış talep riskini gündeme getiriyor.
Bu etkenler, ekonominin üretim dinamiklerini olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Sanayi üretimi için öncü gösterge niteliğindeki PMI verisi, Ekim ayında da eşik değer olan 50’nin altında kalarak, üretimde yavaşlama eğiliminin 19. ayda da sürdüğünü ortaya koydu.
Küresel koşulların ve yerel dinamikler çerçevesinde, Türkiye ekonomisinde dezenflasyon süreci kademeli bir şekilde devam ediyor.
Krediye erişim, yüksek faizler ve dış talep zayıflığı ise 2026’ya girerken özel sektörün dikkatle izlemesi gereken risk başlıkları olarak öne çıkıyor.
2026’ya hazırlanırken, finansal risklerinizi yönetmek ve nakit akışınızı güvence altına almak için Coface uzmanlığıyla tanışın uzmanlarımızla hemen iletişime geçin.
