HABERLER & YAYINLAR
14.10.2021
ÜLKE RİSKLERİ VE EKONOMİL ÇALIŞMALAR

COVID-19 SONRASINDA ÇİN, ABD'YE RAĞMEN, LATİN AMERİKANIN EN ÇOK İHRACAT YAPTIĞI TEMEL ÜLKE ROLÜNÜ GÜÇLENDİRMEYE DEVAM EDECEK

COVID-19 SONRASINDA ÇİN, ABD'YE RAĞMEN, LATİN AMERİKANIN EN ÇOK İHRACAT YAPTIĞI TEMEL ÜLKE ROLÜNÜ GÜÇLENDİRMEYE DEVAM EDECEK

Çin ve Latin Amerika arasındaki ticari ilişkiler son yirmi yıldır önemli ölçüde artarak ABD-Latin Amerika ilişkilerine kıyasla giderek daha çok ön plana çıkmaya başladı. Bu devam eden trendin ardında, dünyanın en büyük iki ekonomisindeki farklı büyüme oranları ve ABD ile Çin hükümetlerinin son yıllarda uyguladıkları ticaret politikaları gibi çeşitli sebepler bulunmaktadır.

Önümüzdeki dönemde en büyük altı Latin Amerika ekonomisini (Arjantin, Brezilya, Şili, Kolombiya, Ekvador ve Peru) (Meksika hariç1) bir grup olarak ele aldığımızda bu ülkelerin ihracat büyüme oranlarının yurtiçi talepteki genişlemeyi aşmasının beklendiğini görüyoruz. Benzer şekilde, bölgedeki faaliyetlerde görülecek sıçramanın, ortalama küresel ekonomik canlanmadan ve özellikle de Çin ve ABD’deki gelişmelerden daha düşük olması beklenmektedir. Dolayısıyla 2021 yılında Çin ve ABD’ye yapılan satışlarda parlak bir performans görülecektir. Çin’in, Latin Amerika için ihracat pazarı olarak önemi, ABD ile karşılaştırıldığında büyük bir avantajla artmaya devam etmesi beklenmektedir.

Coface ekonomisti Patricia Krause "Latin Amerika’dan Çin ve ABD’ye yapılan ihracat çeşitlilik açısından hayli zayıftır ve büyük ölçüde emtialara dayanıyor. Çin’le olan ticarette bu durum daha da dikkat çekicidir Emtia fiyatlarındaki artış, Latin Amerika bölgesinin rüzgârı arkasına aldığı anlamına geliyor zira çoğu ülke bundan faydalanıyor." dedi.

 

Çin, çeşitlilik açısından hâlâ zayıf olan LATAM ihraç ürünleri için önemli bir pazar olarak ABD’yi yakalamış ve hatta geçmiş durumda

Çin, 2010 yılında LatAm grubunun ihracat işlemleri için ana ihraç pazarı olma rolünü ABD’den devraldı. ABD’nin 2010-2019 yılları arasında bu ihracat işlemlerine katkısı nispeten aynı düzeyde kalırken, Asya devi, 2014 yılında emtia fiyatlarındaki beklenmedik artışlar durduktan sonra dahi LatAm grubu için önemini arttırmaya devam etti. ABD’nin payının düşük kalması, Latin Amerika’yla ticari ilişkilerin derinleştirilmesine yönelik ilginin eksik olmasına bağlanabilir ki bu durum Donald Trump’ın başkanlık dönemi 2017-2021) boyunca daha da belirgin bir hâl almıştır. Çünkü Trump yönetiminin ABD’nin Meksika ve Çin ile olan ticaret açığını azaltmaya odaklanması ve ayrıca LatAm bölgesine karşı genel bir ilgisizlik göstermesi zamanla Çin tarafından doldurulan bir boşluk yaratmıştır. Son olarak, Trump yönetimi sırasında ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı da küresel tarımsal gıda sektöründe bazı “ihracat rotalarının” ABD’li üreticilerin zararına, Brezilya gibi Latin Amerikalı üreticilerin ise yararına olacak şekilde değişmesine neden olmuştur. Şu anda ABD’nin Şili, Kolombiya ve Peru ile Çin’in ise Şili ve Peru ile ticaret anlaşmaları vardır. Arjantin, Brezilya ve Ekvador’un ise bu iki dev ülke ile geniş kapsamlı anlaşmaları bulunmamaktadır.

Emtia ihracatının GSYİH içindeki ağırlığı, seçilen bu altı Latin Amerika ülkesi arasında farklılık göstermektedir. 2020 yılında Şili, ihracatın GSYİH içindeki oranı açısından en yüksek düzeye (%29) ulaşmış ve onu Peru (%21), Ekvador (%20), Brezilya (%15), Arjantin (%14) ve Kolombiya (%11) izlemiştir.

Ayrıca ABD ve Çin’in dış satışlardaki payları bir ülkeden diğerine farklılık göstermektedir. Çin Brezilya, Şili ve Peru için ana ihracat pazarı iken, ABD Kolombiya ve Ekvador için ana ihracat rotasıdır. Arjantin için ise, ana alıcı Brezilya’dır ve onu Avrupa Birliği (AB), Çin ve ardından ABD takip ediyor. Bunların yanı sıra, AB Brezilya, Kolombiya ve Ekvador için ikinci ana ihracat pazarı olup, Brezilya’nın üçüncü ana ihracat pazarı ABD iken Kolombiya ve Ekvador’un üçüncü ana ihracat pazarı ise Çin’dir. ABD ve Çin’in birlikte Şili’nin dış satışlarının %50’den fazlasını, Brezilya ve Peru’nun toplam dış satışlarının ise %40’tan fazlasını almaları da kayda değerdir. Sonuç olarak, ABD ve Çin’e yapılan ihracatlar bölge içindeki ticarete kıyasla daha fazladır.

Latin Amerika’dan Çin ve ABD’ye yapılan ihracat çeşitlilik açısından hayli zayıftır ve büyük ölçüde emtialara dayanır. Çin’le olan ticarette bu durum daha da ön plana çıkmaktadır. Toplam olarak bu altı ülkenin Çin’e yaptığı ihracatların %93’ünü madenler (40), tarımsal gıdalar (%35) ve enerji (%18) oluşturmaktadır. Arjantin ve Ekvador’dan Çin’e yapılan ihracat büyük oranda tarımsal gıdalara yoğunlaşırken, Şili ve Peru’dan maden, Kolombiya’dan ise enerji ihracatı yoğundur. Bu bağımlılık nispeten daha düşük (72 olsa da aynı üç emtia grubunun ABD’yeyapılan ihracatta da bir egemenliği söz konusudur.

COVID krizinin küresel dış ticaret üzerindeki etkilerinden Latin Amerika da payına düşeni aldı. Bu altı ülkenin 2020 yılında toplam ihracatında %8’lik bir düşüş kaydedilmiştir. Geçen yıl genel itibariyle bu ülkelerin ABD’ye yaptıkları ihracat, Çin’e yaptıkları hracattan daha fazla etkilenmiştir. Bu ülkelerin ABD’ye ihracatı %19 oranında düşerken, Çin’e ihracatı %4 oranında artmıştır. Çin’e yapılan ihracatın etkilere karşı daha dirençli olması Çin ekonomisinin ABD ekonomisinden daha hızlı toparlanmış olmasıyla izah edilmektedir. Ek olarak, ihraç edilen mal grubu da bu konuda önemli bir rol oynamıştır ki Çin’e yüksek oranda tarımsal ürün ihraç edilmesi buna örnek verilebilir. Temel ürün olarak gıdaya olan talep, kriz döneminde krize dirençli olduğunu kanıtlamış ve hatta artmıştır.

 

Çin, LatAm ihracatları açısından güçlü konumunu koruyacak ancak yakın zamanda ihracat malları grubunda çeşitlenme görünmüyor

 

2021 yılında Latin Amerika ülkelerinin ihracatlarının, iç pazara olan satışlardan daha fazla olması beklenmektedir. Bölgede COVID aşılamasının gecikmesi ve ayrıca yeni vaka ve virus kaynaklı ölüm sayılarının kontrol altına alınmasının daha uzun bir  zaman alması, ekonomik canlanma yaşanmasını da engellemiştir. Nitekim Coface da 2021 yılında ABD ve Çin’in büyüme oranlarının sırasıyla %6,5 ve %7,5 olmasını beklerken, aynı dönemde Latin Amerika’da ortalama büyüme oranının %5,2 olacağını öngörmektedir.

Buna ek olarak, bu yıl uluslararası emtia fiyatlarında gözlenen artış da ihracatçı olan bölge için bir kuyruk rüzgârı işlevini görmektedir. Örneğin, demir, bakır ve soya fasulyesinin ortalama fiyatları 2021 Ocak ayı ile Eylül sonu arasındaki dönemde yıllık eekor seviyelerini geride bırakmıştır. Bu durum, dünyanın ikinci en büyük demir üreticisi olan Brezilya’yı desteklemektedir. Bakıra baktığımızda ise, mevcut fiyat seviyeleri (2011 rekorunun %4 üzerinde) sırasıyla dünyanınbirinci ve ikinci en büyük üreticileri olan Şili ve Peru’ya fayda sağlamaktadır. Tarım ürünlerine bakıldığında ise, rekor fiyat seviyeleri özellikle Brezilya ve Arjantin’in lehinedir.

ABD’ye kıyasla Çin’in Latin Amerika ihracatında büyük bir pazar olma rolünü sürdürmesi beklenmektedir. Başkan Biden’ın Beyaz Saray’a gelişi, Trump dönemindeki ticaret karşıtı katı söylemi yumuşatmış olmakla birlikte, Biden’ın ticari ilişkilerin erinleştirilmesine veya yeni ticaret anlaşmalarının yapılmasına öncelik vermesi pek ihtimal dâhilinde değildir. Yeni ABD yönetiminin hâlihazırda Guatemala, El Salvador ve Honduras’tan ABD’ye yönelik güçlü göçmen akışıyla mücadele etmeye ve Meksika ve Kanada ile yapılan USMCA ticaret anlaşmasını hayata geçirmeye odaklanması çok daha olasıdır. Bununla birlikte, Asya devinin son yıllarda güçlendiğini gördüğümüz, yatırımlar ve ihracat yerine tüketim odaklı bir büyüme modeline kaymasının, genel tibariyle daha az emtiaya ihtiyaç duyacağı anlamına geldiğini de unutmamak gerekiyor.

Gelecek dönemlerde küresel çevre ajandasının ivme kazanmasıyla ve daha fazla bakır, lityum gibi madenlere ihtiyaç doğmasıyla birlikte emtialar arasında gördüğümüz farklı performansların devam etmesi beklenmektedir. Bu durum bakır piyasası için parlak bir görünüm vadetmekte ve dolayısıyla Şili ve Peru için avantaj yaratmaktadır. Buna karşın, bu iki ülkedeki siyasi ortam yerel piyasada faaliyet gösteren madencilik şirketlerinin kazançlarını azaltabilir. Özellikle COVID krizinin tetiklediği güçlü  oplumsal gerginlikler ve mevcut yüksek uluslararası fiyatlar, bu ülkelerin ikisinde de artan imtiyaz hakkı ücretleri konusundaki tartışmanın ön plana çıkmasına katkıda bulunmuştur.

Bu basın bültenini indir : COVID-19 SONRASINDA ÇİN, ABD'YE RAĞMEN, LATİN AMERİKANIN EN ÇOK ... (669,44 kB)

İLETİŞİM


Verda YAKAR

TEL: +90 (216) 251 99 10
verda.yakar@coface.com 

Üst